Yrd. Doç Dr. Zülfikar ÖZKAN Hedeflerin Gücü Semineri'ni Gerçekleştirdi.
HEDEFLERİN GÜCÜ
Yrd. Doç Dr. Zülfikar ÖZKAN
İnsanların çoğunun, günlük yaptığı iş ile hedefi arasında uyum yoktur. Bu kişiler gideceği yönü bilseler de yolu bilmezler. Bu bakımdan yine başarısız olurlar. Örneğin ses sanatçısı olmak isteyen bir kimse, zamanın çoğunu bir kahvehanede iskambil oynayarak geçiriyorsa hedefine ulaşamaz. Bu kimse ses sanatçısı olmayı ne kadar isterse istesin, tuttuğu yol onu ses sanatçısı olmaya götürmez. Çünkü bu kimsenin yaptığı iş ile yapmak istediği iş arasında farklılık vardır. Bu kişi ses sanatçısı olmaya karar vermiş olabilir, ama iradesi bu kararını uygulayacak güçte değildir.
Hedef tespiti yaptıktan sonra yapılacak en önemli iş doğru yoldan o hedefe gitmeyi öğrenmektir. Bunu için de gidilen yolun hedefe uygun olup olmadığını zaman zaman kontrol etmek lazım. Acaba hedef tespit ettikten sonra onu gerçekleştirmek için başkalarının değer ve düşüncelerine göre mi yola çıkıyoruz? Başkaları bizim değerlerimizi bilmediğine göre onlar bize doğru yolu gösterebilirler mi? Ayrıca kendi değerlerine göre yaşamayan kimselere sahtetâr denmez mi? İnsanın kendi ayaklarının üstünde durabilmesi için, kendine ve yeteneklerine güvenmesi gerekir.
DAVİD.J. SCHWARTZ diyor ki :“ Arzu duyduğunuz bir hedef tespit edip o hedefe ulaşmak için çalışmaya karar verdiğinizde sahip olduğunuz enerji kat kat artar.”
Bazı insanlar da hedeflerini doğru tayin ederler, fakat korkuları yüzünden hedeflerine giden yolu şaşırırlar. Yanlış hedeflere saparlar. Bu tür insanlar eğer değişmeye karşı açık değilseler bir türlü doğru yol bulamazlar.
Değişmeye karşı direndikleri için seçtikleri yanlış yolun körü körüne takipçisi olurlar. Bu tür direnme onları iyice çıkmaza sürükler. Sorunları çözemeyeceklerine inanarak korkularını da günden güne artırırlar. Acı çektikçe acıdan da korkarlar. Bilmezler ki tarih boyunca insanlık, bugünkü teknik ve kültürel seviyeye eğlenerek değil ter dökerek ulaşmışlardır.
Hedef tespit edip bu yolda ilerleme süreci tıpkı görme yeteneğine benzer. Kişi hedefine ne kadar çok yaklaşırsa, görüş netliği de o kadar artar. Hedefe yaklaştıkça yalnızca hedeftekileri değil, çevresindeki ayrıntıları da net olarak görür ve ayrıntıları daha çok sevebilir. İşte o zaman amacını değiştirip o ayrıntıda olanlara yönelebilir. Bazen amaca ulaşamamak, insanı hayatını gerçek hedefine daha çok yaklaştırabilir. Bu yüzden esnek olmak lazımdır. Bazı durumlarda, uğranılan hayal kırıklıkları aslında şekil değiştirmiş fırsatlar olabilir
İşte o fırsatları görebilmek bilgeliğin en önemli göstergelerindendir.
Doğru hedef seçmesini bilen kişiler, her zaman ve her yerde olayları kendilerine faydalı olacak hale getirirler veya faydalı olacak şekilde yorumlarlar. Her olayda bir hayır vardır. Bir kapı kapanır, bir kapı açılır. (One door closes, another door opens.) Her olayın faydalı yanını görebilen bilgelik yolundadır. Olay üzücü olsa bile kişi, isterse, o olayın faydalı tarafını görebilir ve böylece hayatını bir gelişme serüvenine dönüştürebilir.
Geçenlerde gece saat 3’te evimizin telefonu çaldı. Uyandım telefonu açtım. Telefondaki ses öfkeli ve küfürlü konuşuyor ve beni tehdit ediyordu. Bir anda şaşırdım. Bu adamı tanımıyordum. Telefonu kapattım. Sinirlerim çok fena bozulmuştu. Biraz şaşırmış vaziyette kaldım. Sonra bu adamın beni yanlışlıkta aradığını düşündüm. Duygularımı kontrol altına almak için bu olayın faydalı bir yönünü aramaya başladım. Aklıma akşam konuklarımız sebebi bilgisayarda düzeltemediğim kitabımın bölümü geldi. Bir süre uyumam mümkün değildi. Bu yüzden kalkıp bilgisayarın başına gittim. Bir saat çalıştım ve bu bana büyük bir fayda sağladı. O üzücü andan bile faydalanmasın keyfini çıkarmış oldum.
İnsan hedeflerimize göre yaşayıp yaşamadığını da kontrol edebilir. Bunu için kendimi şu soruları sormalıdır: Benim hedefim nedir? Şu anda hayatımda neler oluyor ve bu olanlar hedefime uygun mu? Ortalama bir günüm nasıl geçiyor ve bu günün nasıl geçmesini isterdim? Amacıma ulaşmak için yapmam gerekenleri yapıyor muyum? Günlük faaliyetlerimde kendimi geliştirici işler yapıyor muyum? Eğer yapmıyorsam bunu fark edip yaptığım işleri kendimi geliştirecek hale sokuyor muyum? Bu sorular kişiyi doğru zamanda doğru yerde olmaya yöneltir. Böylece onu uyarır ve fırsatların önünden geçip gitmesine izin vermezler.
Hedeflerin gücünü en iyi anlatan daha önce bahsettiğimiz 1953 yılında Yale Üniversitesinde yapılan araştırmadır. Bu araştırmada öğrencilerin ancak % 3 ünün hedefleri olduğu anlaşılmıştı. 20 yıl sonra araştırmacılar aynı sınıfta olan insanlardan hayatta kalanlara ile tekrar görüştüler. Öğrencilerin hedefi olan %3 lük bölümünün, parasal yönden diğer %97 lik bölümden çok güçlü oldukları anlaşılmıştır. Ayrıca mutluluk ve hayattan keyif alma gibi sübjektif ölçülere bakıldığında, yüksek düzeyde doyuma ulaşanlar da bu % 3 lük bölüm içinde görünüyordu.
Hedeflerimize göre yaşayıp yaşamadığımızı anlamak için bakış açısını genişleten şu dört soruyu kendine sorup cevabını aramalıyız.
- 1.Bundan ne öğrenebilirim?
- 2. Mevcut durumun iyi tarafı nedir?
- 3. Seçeneklerim neler?
- 4. Şu an yapılacak en iyi şey ne?